8 Mayıs 2011 Pazar

Aşık olan fotoğraf makinaları

Ahmet bir fotoğraf makinasıydı ve bir mankene fena halde vurulmuştu. Ahmet, yapısı gereği ara ara gören, sık sık sadece bakan bir makinaydı. Yüzyıllık bir geyiği sürdürmek zorunda oluşu onu da elbette üzüyordu ama, yapacak bir şeyi yoktu; Ahmet bir fotoğraf makinasıydı ve yalnızca ona ihtiyaç duyulduğunda görürdü.

İşte, bizim aylarımıza göre yaklaşık beş ay önce görmüştü sevdiğini. Onu görünce içinde bir yerler “çıt” etmişti. Sonra “klik” de etmişti içindeki o yer; sevgilisini Ahmetin o muazzam hafızasına atıvermişti. Ahmet, yaşamı boyunca çok manken görmüştü. Onlara ve onların o sahte gülüşlerine, sahte çekici dudaklarına ve sahte ince bellerine çok aşinaydı. Hatta bir gün, mankenleri beğenmemesinin anormal olup olmadığını düşünmüş, ibne olup olmadığı hakkında kafa patlatmıştı. Ardından flaş patlamıştı ve Ahmet onu görmüştü. Hayır, kesinlikle ibne değildi. Ahmet artık aşık bir Ahmet olmuştu.

Her gün, sahibi onu kapatmadan önce bir fırsatını bulur sevgilisinin resimlerine bakardı, daha doğrusu “düşünürdü” onları. Ahmet, her ayrıntıyı kaydedebilen harika bir hafızaya sahipti. Sahibi onu kapatana kadar biraz uğraşır, nihayet Ahmet’in pilini çıkarır kenara koyardı. Olsundu, Ahmet için bu kısacık süreler de yeterdi. Sevgilisi, ah onun o güzel sevgilisi.

Bir gün, Ahmetteki bu aşıklık halini anlamayan, onu bozuldu zanneden sahibinin aklına bir fikir geldi. Ahmetin sökülüp takılabilir o muhteşem hafızasındaki her şeyi zalim bil bilgisayarın eline teslim etti ve hafızasına format attı.

Sevdiğinin, o kirpiklerinden hayat ışığı fışkıran, göz kapaklarında cennet yatan, dilinden en güzel sesler çıkan sevgilisinin hayali hafızasından kaybolup giden Ahmet dayanamayıp delirdi. Ahmet’in neden bu hale geldiğini yine anlamayan sahibi, onun iyice bozulduğuna kanaat getirdi ve onu karanlık bir deponun ücra bir köşesine attı.

Her meczup gibi ne hatırladığına, neyin hakikat olduğuna emin olmadan karanlıkları çekti Ahmet.

3 yorum:

  1. Bu nesneleri 'insanlaştırma' ne kadar sürecek? Bardak güzeldi. Ancak bu kısa 'insanlaştırma'ları okuduktan sonra ne yapacağız?
    Öykü mü bu? Mizah mı? Kara-Mizah mı?
    Tek soru, bu 'insanlaştırma' bir araçtır, amaç olursa (senin) amaç nedir?

    YanıtlaSil
  2. insanlaştırma en basitinden bir tip yaratmaktır. ben tip yaratmaya çalışıyorum abi :) normal insanda bunu yapmayı beceremiyorum açıkçası, zaten yapmak biraz mümkün değil. fotoğraf makinası ahmetin yerine utangaç bir fotoğrafçı koyabilirdim, ama ahmeti bissürü bokuyla beraber ele almam gerekirdi. yok geçmişi, yok anası yok babası.

    fotoğraf makinası kolay, o yüzden.

    YanıtlaSil